Gizlilik Politikası

En İyi Kişisel Gelişim Kitapları

En iyi kişisel gelişim kitapları hangileridir, kişisel gelişim deyince ne anlaşılmalı? Kişisel gelişim kavramı konusunda eminim ki şu ana kadar çok şey okumuşsunuzdur. Burada farklı bir bakış açısı ile kişisel gelişim kavramını açıklamaya çalışacağız.

İnsan, eşrefi mahlukat (yaratılmışların en şereflisi) olarak akıl ve mantık ile açıklanması pek mümkün olmayan, mükemmel işleyen, Yüce Yaratıcımızın adeta bir sanat eseri olarak, her türlü donanıma sahip olarak yaratılmaktadır. Bedenimiz ve ruhumuzda doğal bir denge hali mevcuttur. Bu doğal denge, Yüce Rabb’imiz tarafından bedenimize ve ruhumuza kodlanmış, adeta insanoğlunun bu dünyadaki kullanım kılavuzudur. Örneğin, satın aldığımız herhangi bir cihazı kullanım kılavuzuna uygun kullanmaz ise doğru düzgün çalışmayacağı gibi insan da yaratılış gayesine uygun bir hayat sürmez ise bedensel ve ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Sağlıksız ve dengesiz beslenme, aşırı stres, kaygı, uyku düzensizlikleri gibi nedenler ile bedenimizdeki ve ruhumuzdaki doğal denge hali bozulmakta bedensel ve psikolojik hastalıklar ortaya çıkmaktadır.

İnsanoğlu, toplumdaki diğer kişiler ile sürekli iletişim halinde olan bir varlıktır. İş hayatında, aile hayatında, sosyal hayatımızda sürekli insanlar ile ilişki halindeyiz, çeşitli görevlerimiz, sorumluluklarımız var. İsteklerimize ulaşıp, mutluluğu yakalayabilmemiz, insanlar ile olan ilişkilerimizi verimli yürütebilmemize, yetkinliklerimizi ve yeteneklerimizi doğru ve yerinde kullanabilmemize bağlıdır. Genel bir tanım olarak, kişisel gelişim bir süreçtir, insanın bedensel ve zihinsel özelliklerinin, yeteneklerinin farkında olarak eksikliklerini tamamlama süreci. Kişisel gelişim deyince de genel algı iş hayatında iyi bir kariyer sahibi olmak, çok para kazanmak için edinilmesi gereken yetkinlikler algılanılıyor.

İnsan olarak, maalesef çoğumuz bu dünyadaki yaşam gayemizi anlamadan, hayattaki büyük resmi göremeden, bir koşuşturmaca içerisinde yaşıyoruz. Çoğumuzun bu hayattaki en önemli gayesi, çok para kazanmak, büyük ve güzel bir ev, araba satın almak. Çocukluğumuzdan itibaren bu hedeflere ulaşmak üzere yetiştiriliyoruz. “Çok çalış, iyi okullarda oku, adam ol” yönünde aldığımız telkinler ile hayatımıza yön veriyoruz. Bu felsefenin altında yatan ana düşünce, ana hedef, belirttiğimiz gibi çok para kazanmak. İyi bir okulda okumak, sonrasında iyi bir işte çalışmak, iş hayatında başarılı olmak, iyi bir kariyer sahibi olmak, ev, araba satın almak için hep çok çalışıyoruz. Hayallerde emekli olunca rahat etmek, huzura ermek var. Bu zaman zarfında, hedeflerimize ulaşmak için çok çalışırken, beslenmemize, uykumuza özen göstermiyor, insani değerlere önem vermiyor, ibadetlerimizi tam anlamıyla yapmıyor, Allah’a (c.c.) olan kulluk vazifelerimizi yerine getirmiyoruz. En önemli şifa kaynağı olan “sevgi enerjisi”ne hayatımızda gerektiği ve hak ettiği derecede yer vermiyoruz. Eşimize, çocuklarımıza, annemize, babamıza, akrabalarımıza gereken ilgi ve alakayı göstermiyoruz, onlar ile yeteri kadar birlikte vakit geçirmiyoruz. Yıllarca hayalini kurarak yaşadığımız emeklilik günleri yaklaşmaya başlayınca da vücudumuzda hastalıklar kendini göstermeye başlıyor. Aslında, hastalıkların ilk başladığı nokta, ruhumuz, ömrümüz hastalıklı bir ruh hali ile geçiyor. Gençliğimiz ve sağlığımız, maddi emeller peşinde koşarak geçip gidiyor. Belki, çok lüks arabalarımız, evlerimiz oluyor ama maneviyattan ve insani değerlerden uzak, bir türlü tam mutluluğu, iç huzurumuzu yakalayamadan, sevmeyi, sevilmeyi bilmeden, sevginin şifa enerjisinin gücünü bedenimizde ve ruhumuzda tam hissedemeden, karşılık beklemeden iyilik yapmanın hazzına varamadan, hastalıklı bir ruh hali, depresyon içerisinde koskoca bir ömür geçiriyoruz.

Buraya kadar anlatılanları bir cümle ile özetleyecek olursak, iyi okullarda okumak, toplum içerisinde kendimizi iyi ifade edecek yetkinliklere sahip olmak, iyi bir kariyer sahibi olmak, çok para kazanmak kişisel gelişim sürecinde bizleri mutluluğa ulaştırmak için yeterli olmuyor. Maalesef, bizler bunun bilincine çok geç varıyoruz. Nihai huzur için ruhsal gelişimin önemini çok geç kavrıyoruz. En iyi kişisel gelişim kitapları nasıl olmalı?

En iyi kişisel gelişim kitapları

  • Öncelikle, en iyi kişisel gelişim kitapları çocukluktan itibaren kişiyi aile bireyleri, akrabaları, arkadaşları ve toplumda iletişim içerinde olduğu kişiler ile olan ilişkilerini insani boyutta sürdürebilmesi yetkinliğini kazandıran bilgileri içermelidir.
  • İnsanoğlu, sadece yemek, içmek, üremek için yaratılmış bir canlı varlık değildir. En önemli yaratılış gayemiz, Yüce Yaratıcımıza kulluk etmek. En iyi kişisel gelişim kitapları bize yaratılış gayemizi, kulluk vazifelerimizi, kalplerin ancak Allah’ı zikretmek ile mutmain olacağını (gerçek huzura ulaşacağını) öğretmeli. Bedensel ölüm dediğimiz, boyut değiştirme sonrası bize gerekli olacak pozitif enerjiyi yakalamak için, bu dünyada sorumluluklarımızın yerine getirilmesi çok önemlidir.
  • En iyi kişisel gelişim kitapları beden sağlığımızı korumak için nasıl bir beslenme alışkanlığına ve yaşam tarzına sahip olmamız gerektiğini öğretmeli. Ruhsal yapı, bedenimizde konuşlandırıldığına göre, bize emanet olarak verilen bu bedene ne kadar iyi bakılırsa, bize o kadar iyi hizmet edecektir. Karşılığında, Yaratıcımıza karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirme hususunda kolaylık elde etmiş olacağız. Bedene iyi bakmakla yükümlüyüz, çünkü acı çeken her insan, bütünü olumsuz etkiler, bozar, ruhsal tekamül yolunda sapmalar oluşturur. Şimdi bu boyutta yaşadığımıza göre, beş duyumuzla algıladığımız yaşamımızın gerekliliklerini de yapmalıyız.
  • En iyi kişisel gelişim kitapları maddi ve manevi değerler arasındaki dengeyi korumayı, sadece bir tarafa bağlı kalmadan, dünya ve ahiret hayatında mutluluğa ve huzura götürecek yolları bize öğretmeli.

Ahmed Güneş Kasranoğlu’nun kitapları, en iyi kişisel gelişim kitapları Allah’ın (c.c.) izni ile ruhsal tekamül yolculuğunuzda sizlere rehber olacak, bir ışık tutacak, gerçek mutluluk, huzur ve refah kapısını aralamanıza vesile olacaktır. 

Ahmed Güneş Kasranoğlu’nun en iyi kişisel gelişim kitapları kategorisindeki 4 kitabı PTT Kargo kapıda ödeme sistemi ile tarafınıza gönderilmektedir. Kitapları sipariş etmek için 0212 284 19 41-0532 547 99 57 nolu telefonları arayabilirsiniz.

Findeen.com

ilahi enerjiler ve mtafizik çözüm

esmaül hüsna faziletleri

ESMAÜ’L HÜSNA’NIN SIRLARI

Esmaü’l Hüsna (Allah’ın sıfatları), dünya ve ahiret hayatında, sonsuz mutluluğa ve huzura açılan kapının anahtarıdır. Esmalar, her şeyin başlangıcı ve sonu olan, var oluşun, her zerresini, her aşamasını yaratan, Allah’ın (c.c.) yansımalarıdır.

Esmaü’l Hüsna’ın (Allah’ın sıfatları) insan bedeni ve ruhu üzerinde yaptığı etkiler, artık günümüzde yapılan bilimsel çalışmalar neticesinde de ispatlanmıştır. Bu bilimsel çalışmalardan birisi de, vücut enerji ve frekans dalgalarını ölçme (biyogeometri bilim dalı) konusunda icatları olan, Mısırlı Dr. İbrahim Abdülkerim tarafından yapılmıştır. Dr. Abdülkerim 3 yıl süren deney sonucunda, Esmaü’l Hüsna’yı düzenli olarak zikretmenin, insanın ruhunda ve bedeninde olumlu etkileri olduğunu, vücuttaki biyoenerjiyi arttırarak organlara enerji verdiğini, güçlendirdiğini ve birçok hastalığa şifa olduğunu tespit etmiştir.

Esmalar Allah’ın (c.c.) sıfatlarının tecellileridir. Yaratıcıya ait tüm sıfatların enerjisi, bütün görünen ya da görünmeyen madde ile mana alemi üzerinde, gezegenlerden tutun da en küçük hücreye kadar hakimdir. Yüce Allah’ın (c.c.) isimleri de sıfatları da sonsuzdur. Fakat, bizler bu dünyada Allah’ın (c.c.) 99 esmasının tecellilerini deneyimleriz. Allah’ın (c.c.) 99 isminin enerjisi her insanda potansiyel olarak vardır. Hepimiz, Allah’ın (c.c.) isimlerinin DNA’larımızda şifrelenmiş haliyle bu dünyada yaratılıyoruz, bu boyuta geçiş yapıyoruz. Fakat, bazı Esmalar daha baskın, çok daha yüksek titreşimde, bazıları daha gölgede, bazı esmalar ise dengede durur.

Kuvvetli bir Allah (c.c.) inancı ile Allah’a tam tevekkül içerisinde olarak, Esmaü’l Hüsna ile yapılan zikir, beynimizdeki bazı merkezlerdeki enerjileri kuvvetli bir şekilde aktive eder. Zihnimiz, sürekli dünyevi istekler ve arzular ile meşgul olduğu zaman hep egomuz ön planda olur ve beynimiz aşırı bir şekilde ben merkezli enerji harcar. Beynimizi, sürekli egomuzun istekleri ile meşgul ederek yaşamak yerine, Allah’a (c.c.) tam teslimiyet halinde yaşamaya başladığımızda, beyin tarafından enerji tasarrufu yapılır ve isteklerimiz Allah’ın (c.c.) “ol demesi” ile oluverir.

Yüce Yaratıcımız’ın sıfatları olan Esmaların her birinin farklı bir enerjisi vardır. Farkında olsak da olmasak da, insan olarak hayatımızın her döneminde bu Esmaların enerjilerini deneyimleriz. Örneğin, hayatınızda sevdiğiniz bir eşiniz, çocuklarınız varsa, insanlara sevgi dolu yaklaşıyor, genelde seviyor seviliyorsanız, Allah’ın (c.c.) “Ya Vedud” esmasının tecellilerini, enerjilerini deneyimliyorsunuz, demektir. Ya da tam tersi, evliliğinizde eşiniz ile, iş yerinizde arkadaşlarınız ile sorunlar yaşıyorsanız, insanlar sizden uzaklaşıyor ise, “Ya Vedud” esmasının enerjilerinin tecellileri sizde eksik kalmış, diyebiliriz. Bu durumda, “Ya Vedud” esmasını zikretmelisiniz. Bir başka örnek verecek olursak, işleriniz bir türlü yolunda gitmiyor, maddi sıkıntılar yaşıyorsanız, “Ya Rezzak” esmasının enerjisine, bu esmayı zikretmeye ihtiyacınız var demektir. Esmalar, ruhumuzun ihtiyacı olan vitaminlerdir, diyebiliriz.

Bizler, bu dünyada Allah’ın (c.c.) 99 esmasının her birini deneyimleriz. Hiç kimsenin her dönemde hayatı günlük güneşlik olmaz. Bir dönem çok sağlıklı bir hayat yaşarken, bir dönem hasta olabiliriz. Bir dönem maddi açıdan refah içerisinde yaşarken, bir dönem maddi sıkıntılar çekebiliriz. Bir dönem sevdiklerimiz ile birlikte mutlu bir hayat yaşarken, bir dönem ayrılıklar, ölümler yaşayabiliriz. Tüm yaşadıklarımız, Allah’ın (c.c.) 99 esmasını bu dünyada yaşayarak deneyimlememiz, demektir. Allah’ın (c.c.) 99 esmasının enerjilerini, tecellilerini deneyimledikçe, insan olmaya, bu dünyadaki tekamülümüzü tamamlamaya adım adım yaklaşmış oluruz. Allah (c.c.) bizleri kendi özünden, nurundan yaratmıştır. Bu dünyada yaşadığımız acılar, sıkıntılar, bizlerin tekamül etmesi için gerekli ruhsal deneyimleri yaşamamız, kavramamız, bizde eksik ya da kapalı olan esma enerjilerinin açılması içindir. Yüce Allah (c.c.) bizleri bu dünyada acı çekmemiz, bizlere eziyet etmek için yaratmamıştır. Evrende hiç bir şey tesadüf değildir, her bir olay bir sebep dahilinde ve yeni bir sebebe bağlı zincir halkaları gibidir. Kötü ya da iyi başımıza gelen her durum, tekamül gereği yaşam evresi ve bir öğretidir. Yaşananlardan dersler çıkarıp, yaşanacaklara tecrübe ile ilerlemek için süreçleri dikkatlice izlemek gereklidir.

Allah’ın (c.c.) yıkıcı, hasta edici, sıkıntı verici esma enerjilerini deneyimlemeye başladığımız zaman, durup, “ben neyi yanlış yapıyorum, kimlere haksızlık ediyorum, kimleri üzüyorum”, diye düşünmemiz, kendimize çeki düzen vermemiz gerekir. Bu sıkıntılı dönemlerde, Allah’a (c.c.) sığınıp, O’na güvenerek, sabrederek, uygun esmaları zikrederek fırtınaları atlatarak, huzur ve refaha ulaşabiliriz.

Esmaları, Allah’ın (c.c.) güzel sıfatlarını zikrederek, kozmik alanda titreşim meydana getirmiş oluruz ve Esmaların görevlileri olan enerji kuvveleri (ruhaniler) bizlere ilgili konularda yardımcı olurlar.

Esmaü’l Hüsna ile yapılan zikir, beynin bazı merkezlerinde birtakım enerjileri daha çok aktive etmektedir. Zikir doğru olarak yapıldığında, insanın içinde eksik olan enerjileri tamamlar, keskin olup zarar veren enerjileri de törpüler ve kişiyi rahatlatır.

Hakkımızda

İnsanların, değişim kargaşası içinde, yüzyılların biriktirdiği eğitim müktesebatı ile temaslarını kaybettiği zamanlar olabilir. Fakat eğitim müktesebatı hiçbir zaman ortadan kaybolmaz. Kitaplar yakılabilir, şehirler tahrip edilebilir; fakat hakikat, tıpkı hürriyet aşkı gibi, mütevazi erkek ve kadınların kalplerinde yaşamaya devam eder. Yarının nihai zaferi demokrasi ile, eğitimde demokrasi ile mümkün olacaktır. Çünkü dünyada hiçbir halk ebediyen cehalete veya ebediyen köleliğe mahkum edilemez.

HEZARFEN YAYINLARI

Yağan yağmur tanelerinin toprağa süzülüp, birer farklı kaynak oluşturup, yeryüzünde bir akarsuda birleşip denize dökülmesidir.

İLKE ve PRENSİPLERİMİZ

Evrensel ilke ve kriterlerimizi belirleyen ortak değerlerimiz:

– ŞEFFAFLIK

– DÜRÜSTLÜK

– ADALET

– SADAKAT

– SORUMLULUK

– REKABET

– İNSANA HİZMET

– CANLIYA SAYGI

– OBJEKTİFLİK

– TOPLUM BİLİNCİNE KATKI

MİSYON

Misyonumuz; İnsan, bilgi, sermaye, teknoloji ve zaman kaynaklarını etkin ve verimli yöneterek, çevre ve toplum duyarlılığını dikkate alarak, yüksek standartta bilgi paylaşımı yapan bir kurum olarak hizmet etmek.

VİZYON

Vizyonumuz; Küreselleşmenin genişlettiği rekabet alanının tüm tehditlerine karşı, toplumsal değerlerle, kurumsal değerleri, enerjimizi ve bilgi akışını cesaretimizle birleştirip, ulusal toplum bilincine ve barışına katkı sağlamaktır.

KALİTE POLİTİKASI

Müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için, teknik yeterlilik ikna eden kalite, hizmet verdiğimiz alanlarda küresel strateji-dünyadaki uygulamaları, teknolojik gelişmeleri, kabul görmüş standartları ve bilimsel çalışmaları yakından takip ederek, stratejik kaliteli bilgi stoğu akışı sağlayarak hizmetlerimizde sürekli iyileşmeyi sağlamaktır.

KALİTE HEDEFLERİ

» Müşteri memnuniyetini sürekli olarak yükseltmek,

» Kabul görmüş standartlar kriterlerinde, personelimize verilen eğitimi her yıl arttırmak,

» Hizmet değerlendirmesi yapıp sürekli daha iyiye ulaşmak için gerekli iyileştirmeleri yapmak,

» Küresel strateji, teknolojik gelişmeleri ve sektörel değişimleri takip ederek, hizmet verdiğimiz alanlarda ölçümleme ile disiplinler arası çözümler sunmak,

» Hizmet kalitelerinden-kabul görmüş standartlardan ödün vermeden hizmet potansiyelimizi arttırmaktır.